27 Haziran 2009 Cumartesi

Doğruluk Ekseni 'bizi' herşeyiyle yansıttı

Samanyolu Televizyonunun kendi yapımlarından biri olan Doğruluk Ekseni, sezon finaline girmesine rağmen seyircilerden hala mesajlar almaya devam ediyor.

Ekranlarda Doğruluk Ekseni’ni göremeyeceğiz diye endişelenen seyirciyi, Samanyolu Televizyonu, Doğruluk Ekseni’nin tekrarlarını yayınlayarak bir nebze teselli ediyor.

Biz de sizler için dizinin birbirinden değerli karakterleri ile Doğruluk Ekseni, üzerine söyleşi yapmaya devam ediyoruz.

Uzun ve yorucu bir set çalışmasından sonra tatile giren güzel oyuncu Ayçin Tuyun, tüm sevenleri için sorduğumuz sorulara cevap verdi. Dizinin gözü yaşlı doktoru, son bölümde gülümseyerek tüm sevenlerinin yüreğine su serpti. Senaryoyu çok başarılı bulan Ayçin Tuyun, en başta diziyi zirvelere çıkaran izleyicilerine teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

Doğruluk Ekseni ilk bölümlerinde çok eleştirildi, kuzenler hep birbiri ile evleniyor kötü örnek oluyor falan denirken bir anda ilk ondan hiç düşmeyen çok sıkı takip edilen bir dizi oldu, sizce insanlar Doğruluk Ekseninde ne buldu? İnsanımızın kaybettiği bir şeyler mi vardı Doğruluk Ekseninde ki bu kadar sıkı takip altına alındı?

Doğruluk Ekseni dizimiz, her şeyden önce samimi ve doğal.. Hikâyenin gerçekleri yansıtması ve izleyenlerin kendilerinden – Anadolu insanını- bir şeyler bulmasıydı. Dediğim gibi Doğruluk ekseni ismiyle eşdeğer bir takım doğruları da beraberinde getirmesi izleyicileri bu diziye bağladı.

Bir de çoğu dizide çok pahalı kıyafetler, lüks evler dikkat çeker. Oysa maalesef ülkemizde bu tarz lükse sahip çok az bir kesim var. Doğruluk Ekseni dizisinde ise, içimizden kareler, kendi evlerimiz kendi kıyafetlerimiz sanki ekranda. Bu durumun avantajları ve seyirciyi çeken tarafı nedir sizce?

Çünkü içimizden ‘bizi’ her şeyiyle yansıttı.Her şeyin son derece hayattan alınmış kareler olması seyirciyi çeken tarafıydı….. Anadolu insanı ekrandaydı. Her şeyiyle.. Giyinişi, duruşu, sofrası ile adım adım Anadolu’ydu Doğruluk Ekseni..

Sizce dizimizde Aliye’nin Fikret’e dönmesi dizinin vereceği mesajı bozar mıydı? Aliye’nin konumunda Sırma olsaydı ne yapardı?

Öncelikle hiç kimse ayrılmak için evlenmez ama maalesef hayat sizi bir yerlere sürükleyebilir. Önemli olan bu noktada sizin duruşunuzdur ama bir çocuğunuzun olması sizin bütün düşüncelerinizi daha yapıcı, affedici yönde değiştirebilir. Sonuçta bir anne olmak fedakârlık gerektirir. Bu fedakarlığı yaparken de dikkat edilmesi gereken husus sizin ve çocuğunuzun zarar görmemesidir. Aliye’nin konumunda sadece Sırma değil kim olursa olsun her şeyden önce çocuğunun bir aile ortamında büyümesini isteyecektir, bunun içinde doğru olan neyse onu yapardı. Aliye de bu doğrultu da yuvasını kurtarmak için çalıştı. Fikret ise hata üstüne hata yaptı. Affı zor ve çok kırıcı davranışlarda bulundu. Bu da Aliye’yi artık yordu ve çocukları için iyi bir şans olduğunu düşündüğü öğretmen ile evlilik kararı aldı.

Yapımcı Mustafa Kartal ile çalışmaktan gurur duyduğunu belirten Tuyun, Mustafa Kartal, yapımcıdan hariç çok iyi bir abide oldu bize derken, final bölümünü kendisinin de çok beğendiğini belirtti. Bir daha ki sezon tekrar görüşmek üzere tüm sevenlerine iyi tatiller dileyen güzel oyuncuya bizde çok teşekkür ediyoruz.

19 Haziran 2009 Cuma

Doğruluk Ekseni 'süper' veda etti

Doğruluk Ekseni muhteşem bir sezon finali ile ekranlara geldi.

Doğruluk Ekseni dizisi, Samanyolu Televizyonun bir anda gözde dizilerinden biri olmayı başardı. Yapımcı Mustafa Kartal’dan oyuncularına büyük bir emek gayret ve samimiyet ile çekilen dizinin final bölümü izleyicilerinden hak ettiği değeri görerek ilk yüzde en çok seyredilen 3. program oldu.

Lüks, şatafatlı evler, birbirinden alımlı kıyafetlerle değil, verdiği mesaj ile ve oyuncularının başarılı temposu ile bu noktaya ulaşan Doğruluk Ekseni, ülkemizde unutulan birçok değeri yeniden insanımıza hatırlattı.

Dizide modellik dünyasında yıldızı parlayan Rahman Görede’ nin oyunculuk alanında da gösterdiği performans büyük takdir ile dile getirildi. Hal böyle oyunca reyting sıralamasında zirveye yaklaşan dizinin yakışıklı oyuncusu Rahman Görede ile hakkında küçük bir araştırma yaptık.

Çocukluğundan beri yakışıklılığı ile dikkat çeken Rahman Görede, üniversite eğitimi için Alanya’dan İstanbul’ a geldiğinde okul masrafları için bile olsa ailesinden para istemek istememiş. Ve part time iş aramaya başlamış.

Kuzeninin ısrarı üzerine Neşe Erberk’in ajansına fotoğraflarını gönderen Rahman Görede’ nin hiç ummadığı haber çok kısa zamanda gelmiş.

Ve artık Rahman Görede modellik dünyasına atılmış, aslında pilot olmak istiyormuş ama onun ekranlara yakışan yüzü onu Donna Karan, Prada ve Pierre Cardin gibi dünyaca ünlü markaların modelliğini yapmasına sebep olmuş.

Medya dünyasına bu girişi yaptıktan sonra başrol aldığı ilk dizi projesi Doğruluk Ekseni’nde ününü arttıran Görede, dizide ki başarılı ve ahlaklı bir doktor olan Oğuz’u canlandıran karakteri ile kanalın seyircileri tarafından çok kısa zamanda sevilmeyi başardı. Dizi sezon finaline büyük bir reyting başarısı ile girerken, Görede de sorulan soruları yanıtladı.

Rahman Görede, kimdir? Modellikten oyunculuğa giden yaşam çizginizden bahsedebilir misiniz?

Tabiî ki, 1983 İstanbul doğumluyum. Ama daha sonra Alanya’ ya yerleştik ve Alanya’da büyüdüm. İstanbul Kültür Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyat bölümünü kazanınca İstanbul’ da ki yaşamım yeniden başlamış oldu. Okul harçlığımı çıkarmak için part time çalışma maksadıyla 2002’de Neşe Erberk ajans’a başvuruda bulundum, takip eden bir yıl içinde profesyonel model olarak çalışmaya başladım. Ev arkadaşlarımın her ikisi de Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Televizyon bölümü öğrencileriydi. Oyunculuk ve sinema üzerine merakım bu yıllarda ortaya çıktı diyebilirim. 2003’te Akademi Hayat Sinema Atölyesinde ve 2004’te Pera Güzel Sanatlar Sinema Atölyesinde oyunculuk üzerine eğitim aldım. 2005’te İtalya’dan gelen bir teklifle her yıl Haziran ve Ocak ayında düzenlenen Milan-Men moda haftasına katılmak üzere Milano’ya gittim. Bunu iki yıl boyunca İtalyada’ ki diğer moda haftaları ve yurt dışı işleri takip etti. 2006 da Çin’den gelen bir teklif üzerine profesyonel modellik kariyerime bir süre Beijing’de devam ettim. Yurt dışında geçen yoğun çalışma temposunda üniversitedeki bursumun iptali, okulu tamamlayamama ve oyuncu olarak herhangi bir televizyon projesine dahil olamama durumu söz konusu olduğu için sonrasında sadece yurt içinde faaliyetlerde bulundum. Devam eden reklam oyunculuğu ve modelliğin yanısıra 2006’da Görede Reklam Tanıtım ve Organizasyon adı altında bir şahıs şirketi kurarak ekspozisyon organizasyonları düzenledim, çalışmış olduğum firmalara hem modellik hizmeti hem de organizasyon hizmetleri sunmaya başladım. İlk profesyonel oyunculuk deneyimim 2007’de Trt ‘de Sardunya Sokak adlı televizyon dizisiyle başladı. 2008’de nihayet üniversite diplomamı aldım. Ardından Samanyolu televizyonundan gelen bir teklifle 2008-2009’da başrolünde yer aldığım ilk proje olan Doğruluk Ekseni adlı televizyon dizisinde rol aldım...

Doğruluk Ekseni projesinde sizi çeken şey neydi?

Doğruluk ekseni projesi beni ilk başrol deneyimim olması dolayısıyla zaten bir hayli heyecanlandırmıştır. Diğer taraftan Ahmet Günbay’ ın hikâyesi farklı bir tat içermekteydi biz de elimizden geldiğince o hikayeyi canlandırmaya çalıştık. Sürekli olarak İstanbul’da ikamet ettiğim için şehir dışında bir iş, farklı mekanlarda çalışmak ve yeni insanlarla çalışma fikri de çok çekici gelmişti.

Dizinizin bu kadar tutulacağını tahmin ettiniz mi?

Başarı tabiî ki ilk hedefim ve hedefimiz ama genelde büyük beklentiler içinde olmayan bir insanım, mutlaka bir başarı bekliyordum fakat bu kadarını beklemiyordum açıkçası. Sanırım her şey zincirleme bir başarıdan kaynaklanıyor; başarılı bir set ekibi, başarılı bir kast ve bunları çok iyi organize eden bir yönetmen. Emeği geçen herkesin eline sağlık. Bizi izleyen ve destek veren herkese çok teşekkür ediyorum.

Son aylarda ilk ondan düşmeyen diziyi halk neden bu kadar takip ediyor sizce?

Beypazarı’ndan bir vatandaşla sohbet ederken çoluk çocuk var mı diye sordum kendisine , o da var hatta durumumuz Doğruluk Ekseni’nde yer alan Sevda ve Harun’un hikayesiyle şu an aynı dedi ve halkın yaşamındaki daha diğer nice benzerlikleri daha örnek gösterebilirim. Sanırım bizi ve hikayemizi bir şekilde kendilerine yakın görüyorlar ve benimsiyorlar.

Her hangi başka bir projeniz var mı? Film, dizi, modellik?

Herhangi başka bir projeyi henüz değerlendirmeye alamıyorum açıkçası, çünkü Doğruluk Ekseni projesi bir aksilik olmaz ise seneye de devam edecek. Aynı anda de birden fazla projede yer almayı doğru bulmuyorum. Bunun yanı sıra modellik kariyerim uygun gördüğüm ve kariyerime katkısı olacağına inandığım işlerle az da olsa müsait olan zamanlarda devam ediyor diyebilirim.

Oyuncuları daha az yorulsun diye kendisi daha çok yorulan fedakar bir yapımcısı olduğunu söyleyen Rahman Görede, yapımcı Mustafa Kartal’ın bu özelliğinin de onu diziye daha çok adapte ettiğine de değiniyor. Klişeleşmiş iş diyalogların yanı sıra samimi bir atmosferde daha verimli bir ekip oluştuğunu belirten oyuncuya, başarılar diliyoruz!...

13 Haziran 2009 Cumartesi

Doğruluk Ekseni’nde Sezon Finali!










Ekranların ilgiyle izlenen dizisi Doğruluk Ekseni, bu hafta sezon finaliyle ekrana geliyor.

Kasabada yaşananlardan sonra aradan bir ay geçmiştir. Halime, eve dönmeyi çok istese de Hamza yüzünden eve dönememektedir. Fakat Sevda, annesinin geçmişte yaptığı büyük bir oyunu ortaya çıkaracak bir mektup bulunca aile yeniden karışır...

Bu arada kasabaya dönen Ali, Uğur tarafından öldürülmek istenmektedir. Oğuz babasını ne kadar uyarsa da ona engel olamaz. Herkes Oğuz ve Sırma’nın düğününde bir sorun çıkmaması için uğraşırken Uğur ve Fikret çıkaracakları olaylarla Adalı ailesini şoka uğratacaklardır.






10 Haziran 2009 Çarşamba

Türkçe coşkusu Türkiye'yi fethetti

Türkiye'ye 12 gündür 'Türkçe bayramı' yaşatan 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları coşkusu sürüyor. 115 ülkeden gelen 700 öğrenci, Ankara'daki muhteşem finalle yarışma stresine noktayı koydu. Gençler, bu hafta Türkiye'yi gezerek dinlenme fırsatı bulacak.

Öğrenciler, yarışmalar sürerken Ankara'da devlet büyüklerine bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun da aralarında bulunduğu ünlü isimlere yapılan ziyaretlerde öğrencilere büyük ilgi gösterildi. ASKİ Spor Salonu'ndaki ödül töreni ise muhteşemdi.

Binlerce kişinin izlediği törene Başbakan Tayyip Erdoğan, bakanlar ve Zaman Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ali Akbulut'un da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Programda duygu dolu anlar yaşanırken, öğrencilerin sergilediği birbirinden güzel gösterilerin keyfine doyum olmadı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bir rüyaydı." sözleriyle salondaki havayı özetledi.

CEVDET YILMAZ (Devlet Bakanı): Türkçemizin dünya dili olması, ülkemizin diğer ülkelerle bağlarına katkıda bulunması bakımından Türkçe Olimpiyatları'nın çok önemli bir faaliyet olduğuna inanıyorum.

PROF. DR. THOMAS MICHEL (Teolog): Türk edebiyatının mirasına hayranım. Özellikle 'Ali Şir Nevai Ödülü'nü aldığım için çok mutluyum. Nevai, şiirleriyle olimpiyatın ruhunu canlandırıyor.

HÜSEYİN ÇELİK (Eski Milli Eğitim Bakanı): Dünyayı Türkiye'ye, Türkiye'yi dünyaya taşıyan muhteşem bir organizasyon. Tek kelimeyle bir kültür şöleni. Etkisini artırarak devam edeceğini düşünüyorum.

PROF. DR. MIHAIL MEYER (Türkolog): Ali Şir Nevai Ödülü'nü öğrencilerin adına kabul ediyorum. Çok hürmetli bu ödül için bütün öğretmenler ve öğrencilerimin adına çok teşekkür ederim.

PROF. DR. R. BORISOVIC RIBAKOV (Rusya Şarkiyat Enst. Müd.): Her Rus'un mutlaka ikinci dil olarak Türkçeyi öğrenmesi gerekiyor. Torunum Rusça ve Türkçe biliyor, şu an beni tercüme ediyor.

PROF. DR. KEMAL ERASLAN (TÜRKOLOG): Aziz vatanımızın çağdaş dünyada layık olduğu yere ulaşması için ilim, teknoloji ve sanatta çağı yakalamalıyız. İlim ve sanatı güzel Türkçemizle ifade etmeliyiz.

NİHAT ÖZDEMİR (Fenerbahçe 2. Başkanı): Tüm dünyanın Türkçe konuştuğunu görünce gözlerim yaşardı. Organizasyonun büyüyerek devam etmesinden yanayım. Bu konuda her türlü desteği vermeye hazırım.

PROF. DR. DURMUŞ BOZTUĞ (Tunceli Üniv. Rektörü): Devlet müesseselerimizin milyonlarca dolar harcayarak yapamadıklarını yapan organizasyonu şükranla karşılıyorum. Emeği geçenleri kutluyorum.

AHMET GÜNDOĞDU (Memur-Sen Genel Başkanı): Dünyanın ayağına dilimizi götürüyorlar. Türkçenin dünya dili olması için ortaya konulmuş büyük bir gayret. Dünya kültürleriyle aramızda gönül köprüsü kuruyor.

MUSTAFA BAŞOĞLU (Sağlık-İş Sendika Bşk.): Türkçenin bütün dünyaya yayılması açısından çok önemli bir çalışma. Bundan sonra görev Türk devletine düşüyor.

DENİZ GÜÇER (Akşam Gazetesi): Çocukların hepsine bayıldım. Türkçeye çok hakimdiler. Türklerin bile söylerken zorlanacakları Türkçe parçaları çok güzel söylediler. Organizasyon son derece başarılı.

METEHAN DEMİR (Hürriyet Gazetesi): Muhteşem bir organizasyon. Atatürk ve İstiklal Marşı ile başlamasından çok etkilendim. Bu kadar çok ülkeden çocukların getirilmesini de takdir ediyorum.

ABDÜLKADİR SELVİ (Yeni Şafak Gazetesi): Ruhum dinlendi. Ülkem adına gerçekleştirilmiş en saygı değer projelerden birinin başarıyla icra edilmesine tanık oldum.

İSMET DEMİRDÖĞEN (Taraf Gazetesi): Dünyada dillerin yaşaması için uluslararası örgütlerin büyük çaba sarf ettiği bir dönemde Türkçenin yaşaması için yapılmış bu etkinliği izlerken çok etkilendim.

HİLMİ BENGİ (AA Genel Müdürü): Tek kelimeyle harika bir organizasyon. Her sene kar yumağı gibi büyüyen bir hizmetin ürünü. Gün gelecek bu organizasyonu gerçekleştirecek salon bulunamayacak.

ERKAN TAN (TV8 Sunucusu): Sivas'ın yollarında yürüyen Afrikalı kızı, Sivas'tan Afrika'ya yürüyen bu gönül köprüsünü kutluyorum. Öğretmenler yeni Türkiye'nin müthiş kahramanları.

Erdoğan: Yurtdışındaki öğretmenler Osmanlı akıncıları gibi

Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkçenin dünyanın dört bir yanında konuşulması ve öğrenilmesi için emeği geçen öğretmenlere teşekkür etti. Gittiği her ülkede Türkçeyi gönüllere kazıyan öğretmenlerin öğrencileriyle karşılaştığını vurgulayan Erdoğan, bu gayreti gösteren hocaları Osmanlı Devleti'nin kuruluşundaki akıncılara benzetti: "Bu kardeşlerimi Osmanlı'nın akıncıları olarak görüyorum.Necip Fazıl, Mehmet Akif, Nazım Hikmet, Ali Şir Nevai'yi dinledik. Hep onların sayesinde. Bundan dolayı onları kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum." Dilin bir millet için çok önemli olduğunu vurgulayan Başbakan, "Dil bizde aynı zamanda 'gönül' anlamına geliyor. Edebiyatımızda 'ehli dil' tabiri vardır, bu 'gönül ehli' demektir. Dünyanın bir ucunda Türkçe konuşan biriyle ortaklık işte bu gönül ve dil birliğiyle gerçekleşiyor. Bugüne kadar bu gayretin içinde yer alan öğretmen kardeşlerime teşekkür ediyorum." dedi. Mehmet Akif Ersoy'dan Necip Fazıl Kısakürek'e, Ali Şir Nevai ve Nazım Hikmet'e kadar Türkçenin gönüllere bu öğretmenler eliyle kazındığının altını çizdi. Türk okullarından mezun olanları temsilen şarkı finalinin sunucusu Arnavut asıllı Ablan Tartari'ye ödül veren Erdoğan, programın sonunda Kongolu minik kızları kucağına alarak öptü.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Doğruluk ekseni 35. Bölüm

Doğruluk Ekseni, yeni bölümüyle ekrana geliyor.

Halime, kızını türlü oyunlarla Uğur’a vermeye çalışırken, Harun engel olmaya çalışır...

Fakat her şey arapsaçına döner ve Halime ile Huriye karşı karşıya gelir. İki kadın birbirilerine ölesiye saldırırken Sevda her şeyi yanlış anlar ve Harun’u tamamen hayatından çıkarır. Fakat Harun’un bu durumu kabullenemez ve durumu daha kötüye gider...
Bu arada Fikret, Namık’la ilgili olayı öğrenir ve onun karşısına çıkarak tehdit eder. Fakat Adalı ailesinden hem Fikret’i hem de Halime’yi kötü bir sürpriz beklemektedir.


Fragman indir izle

5 Haziran 2009 Cuma

Türkçe şarkılarla gönülleri fethettiler

Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan Türkçe Olimpiyatları'nın şarkı finalinde duygusal anlar yaşandı. Türkçe sevdalısı öğrenciler şarkılarını seslendirirken izleyiciler gözyaşlarına hakim olamadı.

7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'nın şarkı finalinde yarışan Türkçe sevdalısı öğrenciler, Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'ni dolduran binlerce kişiyi kendilerine hayran bıraktı. 115 ülkeden 700 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen olimpiyatların şarkı finalinde duygusal anlar yaşandı. Misafir öğrenciler akıcı bir Türkçe ile seslendirdikleri şarklılarla salondakilere parmak ısırttı. Çok sayıda davetli, şarkıları dinlerken gözyaşlarına hakim olamadı.

Afrikalı öğrencilerin Urfa Sıra Gecesi'yle başlayan yarışma, dünyanın birçok ülkesinden gelen çocukların Türkçe şarkılarıyla devam etti. Peygamber Efendimiz için yazılan 'Sevdim Seni Mabuduma' ilahisi seslendirilirken salonda bulunan çok sayıda davetlinin gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gözyaşlarını tutamadı. Birçok ülkeden gelen dünya çocukları söyledikleri her şarkıyla büyük ilgi topladı. Kenya'dan gelen Paul Mbela'nın Murat Kekilli'nin 'Anadolu Benim' şarkısını söylerken 'Ben de sizdenim esmerliğim sonradan.' sözleri büyük alkış aldı. Olimpiyatlara Azerbaycan'dan katılan Gülizar Ferecova, Ebru Gündeş'in 'Yalnızlığa Demir Attım' şarkısını üst düzeyde bir performansla sergiledi. Bundan çok etkilenen Ebru Gündeş, öğrencinin yanına sahneye çıkarak onunla düet yaptı. Pakistan'dan gelen Muhammet Salman ise Fatih Kısaparmak'ın 'Benim Babam' şarkısını ustaca seslendirdi. Kısaparmak, parçayı dinlerken gözyaşlarına boğuldu. Sahneye çıkan ünlü şarkıcı, "Sözün bittiği yer burası, keşke babam da bu ânı görseydi. Bu öğrencimizin alnından öpüyorum." dedi. Final gecesine katılan İstanbul Valisi Muammer Güler, Türkçeyi dünyaya yayan öğretmenlere teşekkür etti. Güler, organizasyonla Türkçenin dünya dili olduğunun bir kez daha kanıtlandığının altını çizdi. Erzurum'dan gelen Kemal Şimşek ise büyük heyecan yaşadığını ve gurur duyduğunu söyledi.


Gecenin altın çocukları
1. Grup Pakistan'dan Muhammet Salman 'Benim Babam'

2. Grup Türkmenistan'dan Eziz Küpceyev 'Mektebin Bacaları'

3. Grup Şili'den Karinavega Monsal 'Hasretinle Yandı Gönlüm'

4. Grup Mozambik'ten Bangaina Jose 'Sivas'ın Yollarına'

5. Grup Bangladeş'ten Farzana Samia 'Sevdim Seni'

4 Haziran 2009 Perşembe

7. Türkçe Olimpiyatları Şarkı Finali

4 haziran...


Pakistanlı Muhammed Salmak, Fatih Kısaparmak'ı ağlattı

Türk okulları devletin zirvesinde

Bir haftadır Ankara'da devlet büyüklerine misafir olan olimpiyat çocuklarının dünkü durağı Çankaya Köşkü oldu.

Türkçe şarkılarla gönülleri fethettiler


Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan Türkçe Olimpiyatları'nın şarkı finalinde duygusal anlar yaşandı. Türkçe sevdalısı öğrenciler şarkılarını seslendirirken izleyiciler gözyaşlarına hakim olamadı.


Demek ki hizmet etmenin beyefendisi hanımefendisi yokmuş


Bülent Arınç, bu yılki vefa ödülünü nefes hastalığı nedeniyle vefat eden Gülnar Ergüneş'in eşine takdim etti.
Azerbaycan'da öğretmenlik yaparken nefes hastalığı sebebiyle vefat eden Gülnar Ergüneş'in vefa ödülünü eşi Bülent Ergüneş'e takdim eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, duygusal anlar yaşadı.


Jüriden Türkçe sevdalılarına büyük övgü

Dünyanın dört bir yanından gelen Türkçe sevdalısı öğrenciler okudukları şarkılarla alanında uzman jüri üyelerini bile hayretler içerisinde bıraktı.


'Adanalı' böyle organizasyon görmedi: Tek kelimeyle onur vericiydi

Adanalı dizisinde oynadığı Baş komiser Yavuz rolüyle izleyicilerin sevgisini kazanan sanatçı Oktay Kaynarca dün akşam yapılan Türkçe Olimpiyatları'nın şarkı finalinde jüri üyesiydi.



Dün geceki final ve olimpiyatla ilgili tüm haberler

3 Haziran 2009 Çarşamba

Katerina, Necip Fazıl bilgisiyle jüriye 'pes' dedirtti..

7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları kapsamında düzenlenen 'Makale Yarışması'nda birinciliği, Türkiye'nin önde gelen edebiyatçılarından oluşan jüriye 'pes dedirten' Ukrayna'dan Katerina Tişenko elde etti.
'Necip Fazıl' konulu makale yarışmasında finale kalan 15 öğrenci jürinin karşısında makalelerini anlattı. Yarışmada ikinciliği Tataristan'dan Fayagul Agmalova alırken, üçüncülüğü Beralus'tan Yuliyu Juro ile Irak'tan Roza Makwan Murat Khan paylaştı. Ukrayna Kırım'dan yarışmaya katılan Katerina, mükemmel Türkçesi, Necip Fazıl bilgisi, ezbere bildiği şiirleri anlaması ve özümsemesi ile jüriyi çok etkiledi. Diğer yarışmacıların da Necip Fazıl bilgisinin çok iyi olduğunu anlatan jüri başkanı İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özkan, Katerina'nın Necip Fazıl'ı özümsemesine 'pes' dediklerini söyledi. "Türkiye'de bile yarışma yapsak öğrencilerimiz; şairi ancak bu derece anlayabilir." diyen Prof. Dr. Özkan, "Katerina, Necip Fazıl'ı tamamen özümsemiş, bütün soruları çok rahat cevapladığı gibi şairin manevi iç dünyasını da çok güzel anlamış. Necip Fazıl'ın anlatmak istediği şiirleri, kavramları içselleştirerek değerlendirmesi bizim için mutluluk verici bir hadiseydi." diye konuştu.

ÜSDATIN ŞİİRLERİNİ RUSÇAYA ÇEVİRMİŞ.
Tavriya Milli Üniversitesi Türkoloji bölümünde okuyan ve önümüzdeki yıllarda Türkçe tercüman olarak çalışmayı düşünen Katerina ise, "Şairlerin Sultanı'nı tanımak benim için büyük bir şerefti. Birçok kitabını okudum, şiirlerini ezbere biliyorum. Hatta Rusçaya şiirlerini tercüme ettim. Ayrıca kendim de Necip Fazıl'ı anlatan Türkçe bir şiir yazdım." dedi. Jürinin yüksek lisans için Türkiye'ye davet ettiği Katerina Tişenko, Necip Fazıl'ın şiirlerinin 'hem ölçülü hem de mana açısından çok zengin' olduğunu belirtti
.
Türkçe Olimpiyatlar Hakkında Daha Fazlası İçin

2 Haziran 2009 Salı

Ekran budalası olmadım

Ankaralı olmasına rağmen, Karadenizli rollerin aranan yüzü olan Gafur Uzuner, 'Doğruluk Ekseni'ndeki Kurban rolü ile farklı bir portre çiziyor. Sürekli ekranda olmak gibi bir kaygısının olmadığını söyleyen Uzuner, "Bu meslekte tavan yok. İnsanın ruhunu okşar, ama onun esiri olmamak lazım." diyor

Süper Baba, Çiçek Taksi, Tatlı Kaçıklar ve Pembe Panjurlu Ev'deki rolüyle tanıdığımız Gafur Uzuner, 1977 yılında tanıştığı televizyonda onlarca dizi ve filmde rol aldı. Kanal A'da sunduğu 'Söyle Yakıştır'la sokağa inen Uzuner, Samanyolu'nda salı günleri ekrana gelen 'Doğruluk Ekseni'nde Kurban karakterini oynuyor. Dizide ettiği beylik laflarla adeta izleyiciye ders veren Uzuner'den dua isteyenlerin ve elini öpmek için ceketini düğmeleyerek seti aşındıranların haddi hesabı yok. Kurban'ın kendisi için verimli bir rol olduğunu söyleyen Uzuner, "Bu meslekte tavan yok. İnsanın ruhunu okşar ama onun esiri olmamak lazım. Ekranda görünmek hoşuma gider, ama hiçbir zaman ekran budalası olmadım." diyor. Gafur Uzuner ile dizinin çekildiği Beypazarı'nda Kurban rolünü, oynamayı hayal ettiği rolü, Ankaralı olmasına rağmen neden Karadenizli rollerinde görev aldığını konuştuk.

'Kurban' küçük ama işlevi olan bir rol. Ne tür geri dönüşler oluyor?
Keyif aldığım bir iş 'Doğruluk Ekseni'. Kurban rolü ise içi doldurulabilecek, üretken bir rol. Seyirci ceketini düğmeleyip geliyor yanıma. Elimi öpmek isteyenler, dua isteyenler oldukça fazla. Bir yerde ayak ayak üstüne atarken bile düşünüyorum. Yazanların emeğini teslim etmek lazım. Bize ne malzeme gelirse onunla yemek yapıyoruz.

Onlarca dizi ve filmde rol aldınız. Geriye döndüğünüz zaman ne düşünüyorsunuz?
Dolabı açıyorum, rol aldığım yüzlerce kaset. Televizyonculuk buza yazı yazmaktır. Önemli olan karşılaştığın insanların aileden biri gibi yaklaşmaları. Allah'a şükür bizi öyle görüyorlar. Kurban rolü de bu imaja uygun.

Oynamayı hayal ettiğiniz bir rol var mı?
Ezber bozmak istiyorum. Aynı şeyleri oynamak değil de aykırı bir şeyi oynamak önemli. Yani bana asla teklif edilemeyecek rolün üstesinden gelmek beni tatmin eder. Ne olursa olsun...

Ankaralısınız, ama izleyiciler sizi Karadenizli rollerde tanıdı...
Bütün şiveleri çok iyi konuşurum. Bu Allah vergisi bir durum. Ama 'Karadenizli oynar' noktasından uzak düşünen cesur yönetmenlerden de görev bekliyorum. Her gün çalışmak zorunda da değilim. Oyuncu olarak elbette kamera karşısında olmak istiyorum, ama her dakika oynamak istemem.

Geçmişe dair kırgınlıklarınız oldu mu?
Yok. Bu işlerin yalan dünya işleri olduğunu bilen biriyim. Entrika başka mesleklerde var, bizde de var. Oyunculukta aç sefil kalan ağabeylerim oldu. Kendi hataları. Bir gece para kazanıyorsun, onu o gece bitirmen şart değil.

Yıllardır oynamadığınız film-dizi kalmadı. Yeter doydum dediğiniz oldu mu?
Bu konuda doyum söz konusu olmaz. Onun tavanı yok. Görünmek hoşuma gider, ama hiçbir zaman ekran budalası olmadım. Çoğu arkadaşım alkolik oldu, yuvası dağıldı.

Sizin için iyi bir karakter oyuncusu deniyor. Bundan rahatsız oluyor musunuz?
Jön olmaktan daha iyidir. İkinci adam olmak avantajlı; çünkü daha çok yer bulursun. Ayrıca benim de başrol oynadığım işler oldu...


Aliye, ikinci baharını yaşamak üzere!..
Doğruluk Ekseni'nde Yakup ve Rüya başarılı bir böbrek ameliyatından sonra ailelerinin bir sürprizi ile karşılaşır. Işıl ise Uğur'dan kızını korumak için düştüğü yerden kalkmak zorundadır. Fikret, hatalarını telafi edemezken, Aliye, yaşadığı kötü olaylardan sonra ikinci baharı yaşamak üzeredir.
SAMANYOLU 19.40